Psikanalitik teori nedir? Bu sorunun cevabını vermeden önce bu teoremi kimin geliştirdiğini söylemek daha yerinde olacaktır. Psikanaliz çalışmaları ile tanınan ve psikiyatri biliminin gelişiminde önemli katkıları bulunan Sigmund Freud tarafından geliştirilmiştir. Sigmund Freud’a göre psikolojimizi etkileyen birçok etken iç dünyamızla ve bilinçaltı ile ilgilidir. Bilinç dışında yapılan pek çok hareketin temeli, bilinçaltı kaynaklı olmalıdır.
Bunları açığa çıkarmak ta tedavi etmek kadar zor ve önemlidir. Sigmund Freud, bu konuda psikanaliz çalışmaları yaparak, kişinin bilinçaltında sorun yaratan duygu ve düşünceleri açığa çıkarmaktadır. Bunun için kişi uyutulup, belli yöntemlerle sorular sorularak, bilinçaltındaki düşünceler açığa çıkarılmaktadır. Bu açığa çıkan düşüncelerin, kişinin dış dünyasındaki etkileri, olumlu ve olumsuz yanları sentez edilir. Gerekli tedavi yöntemleri de bu aşamadan sonra uygulanmaya başlanmalıdır.
Psikanaltik Teori’nin Gelişimine Katkı Sağlayan Çalışmalar
Psikanalitik teori nedir? Psikanalitik teorinin gelişimine katkı sağlayan aşamaları incelemek, teorinin açıklanmasında faydalı olacaktır. Burada önemli olan üç ana unsur bulunmaktadır. Ön bilinç, bilinç ve bilinç dışı şeklinde beynin işleyişini üçe ayırmak mümkün olmaktadır.
Beynin idaresinde duygu, durum hallerinde etkili olan bu üç önemli unsur, insanın hal ve davranışları ile karakterini de etkilemektedir. Psikanalitik teori, bilinç, bilinçdışı, ön bilinç arasındaki düzenli işleyişi kendisine konu almaktadır. Şimdi sırasıyla bu üç önemli unsuru kısaca açıklamak yerinde olacaktır.
Bilinç Denilince Ne Anlaşılır?
Psikanalitik teori nedir? Sigmund Freud’un ön bilinç, bilinç ve bilinçdışı çalışmalarını inceleyerek sorunun yanıtını vermek mümkün olacaktır. Bilinç denildiği zaman, aklın mantık çerçevelerinde yaptığı hareketler anlaşılır. Bunlar gayet anlaşılır hareketlerdir. Akla ters çıkarımlar bilinçte görülmez.
Ön Bilinç ve Freud
Ön bilinç Freud’a göre, bilinç ile bilinçdışı alanda kalan kısımdır. Bilinç te olduğu gibi buradaki düşünceleri mantık çerçevesinde yorumlamak yetersiz kalacaktır. Burada çok eski dönemlerden kalan hatta çocukluk çağındaki bazı algılar, çağrışım yolu ile yer etmiştir. Bu çağrışımlar da kolaylıkla bilince aktarılamayacaktır.
Bilinçdışı Hareketler ve Nedenleri
Bilinçdışı hareketler, Sigmund Freud’a göre en çok önem verilmesi ve araştırılması gereken konulardır. Çoğu zaman kişinin kendisinin bile bilemediği ve itiraf edemediği korkular, hazlar, köken itibari ile çok eskilere dayanır. İstem dışı yapılan hareketlerin pek çoğu bilinçdışı hareketlerin bir yansımasıdır. Bu konuda da çocukluk çağındaki sorunların etkisi son derece fazladır. Bu konuda rüyalardan hareketle, açığa çıkarma yöntemleri de psikanalizin temellerini oluşturur.
Sağlıklı işleyen bir aklın yapısı, bilinç, ön bilinç ve bilinçdışının uyum içerisinde çalışması ile mümkün olacaktır. Bu nedenle rüyalar, kişiye özel olması bakımından, Freud için önem teşkil eder. Herkesin algısı ve yaşadıkları farklı olacağından rüyalarındaki simgeler de o kişiye özel olan nesnelerdir. Bu nedenle, kişiyi uyutma yöntemi ile yapılan çıkarımlar, korku ve rahatsızlıkların tespit edilmesinde son derece önem taşımaktadır.
Formun Üstü
Formun Altı